Bir yangın anı, çoğu insan için akla hayale gelmeyecek bir kabus gibidir. Ancak, geçtiğimiz günlerde yaşanan bir olay, söndürülmesi zor bir yangının ortasında kalan bir adamın yaşadığı dehşeti gözler önüne serdi. Alevlerin ortasında kalan bu adam, yaşadığı korkunç durumu ve o an hissettiklerini anlattı. "Etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim," diyen talihsiz adam, yaşadıklarının detaylarını paylaşarak, ateşin ne denli yıkıcı olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Yangın, geçtiğimiz hafta sonu şehrin bir kenarındaki ormanlık alanda başladı. Rüzgarın da etkisiyle hızla yayılan alevler, bölgedeki evlere ve işletmelere doğru ilerlemeye başladı. Olay esnasında ormanda yürüyüşe çıkan 35 yaşındaki Ahmet Korkmaz, alevlerin aniden yükseldiğini ve çevresini sardığını belirtti. "Önce dumanı fark ettim. O an panik oldum," diyen Korkmaz, durumu hızla değerlendirmeye çalışarak kaçış yollarını düşündüğünü söyledi. Ancak, rüzgarın etkisiyle kontrolsüz şekilde büyüyen ateş, onun için kaçış köşelerini daralttı.
Yangında alevlerin ortasında kalan Ahmet Korkmaz, bir anda kendisini düşündüğüyle yüzleşirken; karanlık bir dehrin içine sürüklendiğini hissetti. "Kendimi kaybolmuş hissettim. O an etim eriyormuş gibi yandığımı hissettim. Artık yangının beni ele geçireceğinden korkmuyordum, sadece nasıl sağ çıkabilirim diye düşündüm," diyerek o anki korkunç deneyimini tarif etti. Yangın söndürme ekiplerinin olağanüstü çabaları sayesinde Korkmaz, alevlerin arasından kurtarıldı. Yaralı olarak hastaneye kaldırılan Korkmaz, fiziksel yaralarının yanında ruhsal travmalarla da başa çıkmak zorunda kaldı.
Alevlerin yol açtığı dehşet, sadece Ahmet’in bedensel durumu üzerinde değil, psikolojik olarak da derin izler bıraktı. “Yangın sadece fiziksel canımın acıması değil, aynı zamanda ruhumun da yanmasını sağladı,” diyor Korkmaz. Etraftaki diğer insanlarla birlikte yaşadığı yıkımı düşünmek bile zor. “Bir an her şeyin yok olası gibi hissettim. Ailem, arkadaşlarım, tüm hayatım…” diyerek yaşadığı kaygıyı paylaştı.
Yangın sonrası tedavi süreci de Korkmaz için kritik oldu. Hem fiziksel hem de psikolojik destek alması gerekti. Uzmanlar, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tanısı koyarak, durumu ile başa çıkmasında destek oldular. “Gerekli tedavi ve destek almazsam, yaşadıklarımın yükünü taşıyamayacağımı biliyorum,” diyen Korkmaz, yaşadığı deneyimden sonra daha sıcak ve sevecen bir topluluk oluşturmanın önemini de vurguladı.
Yangın olayları, sadece anlık kayıplara değil, uzun vadede psikolojik ve sosyal etkilere de yol açabiliyor. Ahmet Korkmaz’ın hikayesi, toplumda yangın öncesi ve sonrası için doğru bilgiler ve farkındalık yaratmanın önemini ortaya koyuyor. Yangın güvenliği konusunda eğitim programları ve farkındalık kampanyaları, bu tür olayların önüne geçmek için kaçınılmaz hale geliyor.
Son olarak, yangınla mücadelede öncelik, hem fiziksel hem de toplumsal bilinçlenme yaratmak olmalıdır. Alevlerin ortasında kalmış bir insanın hikayesi, toplum için ders niteliğinde ve halkın yangın güvenliği konusunda daha titiz davranması gerektiğini hatırlatıyor. Umarız bir daha böyle korkunç anlardan geçmek zorunda kalmayız. Yangın güvenliğinin önemi her zaman hatırlanmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.