Son yıllarda iklim değişikliği, dünya genelinde en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Bu bağlamda ülkeler, 2030 hedeflerini belirleyerek sürdürülebilir kalkınma için çeşitli yasal düzenlemeleri hayata geçirmeyi hedeflemektedir. Türkiye, bu yönde attığı önemli adımlarla dikkat çekiyor. İklim Kanunu, bu adımların en önemlilerinden biri olarak öne çıkıyor. Peki, İklim Kanunu'nun maddeleri neler? 2025'te geri dönüşü olmayan noktaları hedefleyen bu kanunun yasalaşma süreci ve Resmi Gazete'de yayımlanma durumu nedir? İşte detaylar.
İklim Kanunu, Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını azaltmak, iklim değişikliği ile mücadele etmek ve sürdürülebilir bir çevre oluşturmak amacıyla oluşturulmuş bir yasal çerçevedir. Bu kanun, hem kamu hem de özel sektör düzeyindeki tüm aktörlerin iklim değişikliği ile ilgili sorumluluklarını belirler. İklim Kanunu da kapsamlı bir stratejik planın parçasıdır ve bu strateji çerçevesinde Türkiye'nin 2053 yılına kadar karbon nötr bir ülke olma hedefini destekler. Kanun, yenilenebilir enerji kullanımını teşvik etmek, enerji verimliliğini artırmak, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımını sağlamak gibi önemli hedefleri içerir.
2025 yılında yürürlüğe girecek olan İklim Kanunu'nun maddeleri, Türkiye'nin sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltmayı hedeflemekte. Bu maddeler arasında şunlar yer almaktadır:
İklim Kanunu'nun 2025'te geçerli olacak bu maddeleri, Türkiye'nin iklim politikalarının somut bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacak. Bu kapsamda özel sektörden kamu sektörüne kadar geniş bir yelpazede değişim ve dönüşüm bekleniyor. 2025 itibarıyla yine iklim değişikliğine dayalı afetlerin azaltılması için altyapı projelerine özel yatırımlar teşvik edilecektir.
Bu yasalaşmanın ardından, Türkiye'de iklim değişikliği ile ilgili düzenlemelerin ve uygulamaların daha sıkı ve etkili bir şekilde takip edilmesi gerekecek. Şirketler ve bireyler, iklim değişikliğiyle mücadelede daha aktif rol alacak ve bu yeni kurallara adaptasyon sürecini hızla tamamlamalıdır.
İklim Kanunu, 2023 yılı içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiş ve yasalaşma sürecinin tamamlandığı duyurulmuştur. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi, hemen ardından beklenen bilgiler arasında yer almaktadır. Bu süreçte, memleket genelinde kamuoyu oluşturmak için çeşitli sempozyumlar ve tartışma platformları düzenlenmiştir. İklim Kanunu'nun yasalaşması, sadece çevresel bir gereklilik değil, aynı zamanda Türkiye’nin uluslararası camiada ciddiyetle iklim değişikliğiyle mücadele eden bir aktör olduğunu vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, İklim Kanunu Türkiye için tarihi bir dönüm noktasını ifade ediyor. 2025 itibarıyla belirlenecek olan hedefler, ülkedeki enerji dönüşümü ve çevresel koruma politikaları açısından kritik bir öneme sahip olacak. Hem kamu hem de özel sektörün bu dönüşüme hazır olması ve işbirliği içinde hareket etmesi, Türkiye'nin sürdürülebilir bir gelecek inşa etmesi açısından büyük bir fırsat sunuyor. Ülkeler bu çabalarını bütünleşik bir yapı içinde sürdürürse, iklim değişikliği ile mücadelede kayda değer ilerlemeler kaydedilebilir.